'İnsanı alt eden, kıskıvrak yakalayan, büyüleyen; insanın hayatını böylesine etkileyebilen zamandan daha güçlü ne olabilir, ona meydan okuyabilen bir şey var mı acaba?' diye düşündüğüm ve cevabı bulmam çok kısa bir zamanımı aldı: Kelimeler.. Sait Faik Abasıyanık diyor ya: "Yazmasam deli olacaktım" diye; işte yazmak, anlatmak böyle bir ihtiyaç bizim için. Bunu da bize kelimeler sağlıyor.
Kelimeler, sevdiklerimiz tarafından bize ulaştığında başka etkiler, sevmediklerimizden geldiklerinde başka (hatta hiçbir anlamı olmaz bazen). "Zamana bırak" diye bir kalıp vardır ya hani; bu kalıbı yıkan bir cümle gördüm bir yerde: "Ya zaman da bize bırakıyorsa?" Etkilendim.. Bak, zamana meydan okuyan bir cümle işte.. Hem, kelimeler zamana meydan okuyacak kadar güçlü olmasaydı, klasikleşmiş kitaplar günümüze kadar gelip, geçerliliklerini koruyabilirler miydi?
"Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım..." diyor Oğuz Atay. Ben bu cümleleri duyduktan sonra o kadar etkilendim ki, hemen gidip Tehlikeli Oyunlar'ı satın aldım. Hatta o kadar etkilendim ki, bu alıntıyı şu an buraya aklımdan, kitaba bakmadan yazdım.
Kelimeler olmasaydı, bugün ne kitaplar olurdu ne de kitap okumaktan kaçan insanların vakit öldürmek için izledikleri ve "kitap okumaya zamanım yok" bahanesinin arkasına saklanmalarının sebebi olan diziler ya da filmler olurdu. Tiyatro da olmazdı, müzik de.. Çünkü hepsi edebiyattan, kelimelerden beslenir. Sanat dallarının hemen hemen hepsi kelimelerin ürünüdür. Unutulmayan şarkılar, cânım türküler, unutulmayan filmler, diziler.. Çok sevdiğimiz Yeşilçam Filmleri.. Hababam Sınıfı.. Bunları bize kazandıran ve geçen zamana rağmen bize bunları unutturmayan şey, güç: Kelimelerdir.
Kelimeler olmasaydı, bugün ne kitaplar olurdu ne de kitap okumaktan kaçan insanların vakit öldürmek için izledikleri ve "kitap okumaya zamanım yok" bahanesinin arkasına saklanmalarının sebebi olan diziler ya da filmler olurdu. Tiyatro da olmazdı, müzik de.. Çünkü hepsi edebiyattan, kelimelerden beslenir. Sanat dallarının hemen hemen hepsi kelimelerin ürünüdür. Unutulmayan şarkılar, cânım türküler, unutulmayan filmler, diziler.. Çok sevdiğimiz Yeşilçam Filmleri.. Hababam Sınıfı.. Bunları bize kazandıran ve geçen zamana rağmen bize bunları unutturmayan şey, güç: Kelimelerdir.
Oğuz Atay: "Kelimeler, albayım, bazı anlamlara gelmiyor." derken bile kelimelerle insanı etkilemeyi başarmıştır.
Kelimeler, zamandan daha güçlü; zamansız bir güç..
kelimeler doğru yerde kullanıldığında sihirli bir güce kavuşuyorlar.
YanıtlaSilYorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.