Fotoğraf Kaynak: www.loverofsadness.net |
Birce.
Büyük şehrin küçük kadını.
Metropol hayatının bizlerden alıp götürdüklerini düşünürken, kadın olarak mücadele verenlerin adıdır Birce. Hayatın yakasından tutup silkelerken, eteğinden düşürdüklerini toparlamaya çalışanın mücadelesidir. Hırstır, gözyaşıdır, tırmanmaktır.
Büyük şehrin küçük sokaklarında kaybolmuş kadınlar.
Çocukluğunu, gençliğini yaşayamadan, hayat mücadelesinin müttefiki olma yolundaki kadınlar.
Büyük bir şehirde kimsesiz olmak gibidir; kadın olmak. Çalışmaktır, mücadele etmektir, direnmektir; belki kazanmak, belki de... Kaybetmektir. Şanslıysan, rahatsındır; hayat sillesinden teğet geçersin. Eğer ki mecbursan direnmeye, zordur, mücadele gerektirir.
Bazense bir şiirdir büyük şehrin kadını olmak;
Birce olmaktır...
...
Ne sevenin, ne de sevilenin adıdır Birce.
Okumanın yarısında,
Kimsesizliğin yarasında kaybolur.
Susar,
Konuşamaz..
Kelimelerini kaybetmiştir
Bir oyun bahçesinde...
...
Ne sevenin, ne de sevilenin adıdır Birce.
Okumanın yarısında,
Kimsesizliğin yarasında kaybolur.
Susar,
Konuşamaz..
Kelimelerini kaybetmiştir
Bir oyun bahçesinde...
(yazan: Nurhan Ulukan)
Satırların direnişidir kadın olmak; hecelerin bir bir intiharıdır bazen. Çünkü kadın olmak zordur. Büyük şehirde kadın olmak daha da zordur aslında. Emek gerektirir, mücadele ve hırs sarar dört bir yanı.
Direniştir kadın olmak, herkese ve her şeye karşı...
Biraz şairane bir girişten sonra değindiğim bu konuda söylemek istediklerim aslında biraz da isyankar yanım diyebilirim. Birce, sadece bir sembol de olsa, kadınlığın, zor şartlarda yaşamaya çalışan özellikle de büyük şehirde hayat mücadelesi vermeye çalışan tüm kadınların sesi, simgesi. Küçük yaşlarda çalışmaya başlayan, ya da okuyamayıp çalışmak zorunda olan, zorla çalıştırılan, hayatın zorluklarına, çetin şartlarına direnmek için çabalayan tüm kadınlar, büyük şehrin küçük kadınları olmaya çalışanlardır. Direnenlerdir.
Direnir Kadın...
Ülkemizde kadın olmak, hayata 1-0 yenik başlamakla eşdeğer. Tabii ki bu herkes için geçerli olmasa da, çoğunluğa bakarsak durum malesef bu. Çalışan, okuyan, ev hanımı ya da genç bir kız; tüm kadınlar yaşarken 2 kere düşünmek zorundalar. Hayat şartları, dayatmalar, mahalle baskısı gibi tüm etkenler "Birce"nin özgürlüğüne birer boykot. Her boykot birer mutsuzluk getirisi...
Ve bir kadından genellikle iyi şeyler beklenir; erkeğin yüzünü güldürmesi, mutlu etmesi, çocuğuna bakması, evinin dişi kuşu olması, para getirmesi gibi birçok şey. Peki bir kadın olmak... Hiç değerlendirir miyiz, sorgular mıyız ?
Peki ya büyük şehrin kadını olmayı... Düşünür müyüz yükü ne kadar ağırdır diye? Ayakları altından kayan şehirle yerle bir olan bir kadının elinden tutar mıyız? Yüzündeki hüznü gülümsemeyle boyamaya çalışan o kadın...
Yükü ne ağırdır!
Bilir miyiz?!
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..
Muhteşem bir yazı ile aramıza hoş geldin (h) :)
YanıtlaSil:) Çok Teşekkür Ederimm.. Hoşbuldum :)
SilYorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.