Fotoğraf Kaynak: www.boluobjektif.com |
Mevsim kış…
Beyazın kendisini cömertçe sergilediği günler…
Başımı kaldırıp pencere ardındaki kış masalını görünce her şeyi bırakıp cam kenarına ilişiyorum.
Ve bu büyüleyen seremoniyi hayranlıkla seyre dalıyorum.
Yangın! Diyorum.
Yakmayan ama donduran bembeyaz bir yangın bu!
Buzdan odunları dört bir yana saçılmış,
Kardan külleri rüzgarın etkisiyle fütursuzca uçuşuyor.
Çıplak kuru dallar pek umursamasa da yeşili terk etmeyen ağaçlar sağa sola sallanarak rüzgarın şarkısına eşlik ediyor.
Gökkubbeden düşen her kar tanesi yeryüzünü nakış nakış işliyor şimdilerde.
El ele tutuşup telaşsızca yürüyen yaşlı bir çift de düzensiz adımlarıyla bu nakışa kendi desenlerini çiziyor acemice.
Tüm bunları yüzümde bir tebessümle izliyorum.
O an pencereyi bu masalla aramda bir engel gibi görüp temiz havayı solumak istiyorum.
Ve kolu çevirip açmamla birlikte içeriye dolan soğuk hava bedenimi ürpertiyor ama umursamıyorum.
“İçimi ısıtan onca şey varken dışım üşüse ne olur ki…” diyorum.
Buz gibi havayı içime doldurdukça huzuru, mutluluğu her zerremde hissediyorum.
Üşümüş birkaç çığırtkan serçenin ekmek kavgası…
Aynı anda semada süzülen yüzlerce sığırcık kuşunun kar taneleriyle olan dansı…
Kızarmış küçücük burunları, pembe yanakları olan çocukların kardan adam yaparken birbirine karışan şen kahkahaları…
Hepsi ruhuma bir kar tanesi hafifliğinde dokunup kısa süreli izler bırakıyor.
Kış güzel şey, diyorum kendi kendime.
Hele bir de bir pencere kenarında insana iyi gelen bir müzik,
Sarınıp sarmalanacağın kocaman bir battaniye,
İçini ısıtacak bir fincan çay ya da kahve varsa
Kesinlikle güzel şey…
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Yorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.