Nazan BEKİROĞLU da bir yazısında insanın ya yaşamayı ya da yazmayı seçmesinden bahsediyor. Okuduğumda hak verdim 'kesinlikle' dedim. Dönüp yıllardır yazdığım günlüğüme baktığımda hep mutsuzlukların hayallerimin çöktüğü umutsuzluğun tüm ruh halime sirayet ettiği anlar.. Hep bir melankolik hava esintisi sayfalarda.. Elbette mutlu olduğum anları da sayfalarca anlatmamış değilim ancak yaşanmış bitmiş ve sonrasında üstünden bahsedilmiş gibi oysa yaşamaktan bıktığım, vazgeçtiğim anlarda yorulmadan yazmışım.. Ama yakın zamanda şunu fark ettim ki fotoğraf öyle değil.. Çünkü fotoğraf yazarak yaşamak ve yaşarken yazmak..
Önce yazmak için çekmek ve sonra tekrar yaşamak için bakmak..
Tekrar tekrar baktığımızda yaşamayı hissedip gülümseyeceğimiz günler..
Yorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.