Güne Bir Bardak Demli Çay ile Başlamak

Güne başlarken

Önceki günün yorgunluğu henüz üzerinden geçmemişken kalkarsın yataktan uflaya puflaya. Uykunu yeterince alıp dinlenememekten başın zonklar ama hazırlanıp güne bir şekilde başlamak zorundasındır. O kadar zor uyanırsın ki işine yetişebilmek için belki evinde kahvaltını bile yapamamışsındır ve sonunda evden dışarı atarsın kendini.

Yol üzerindeki fırından gevrek bir simit alırsın ve mahalle kahvesine atarsın kendini. Günün ilk ışıklarının vurduğu ocakta dumanı tüten demlikleri görürsün. İşte o anda için ısınmaya başlar. " Bi tane çay " diye seslenirsin kahveciye. O tavşan kanı dumanı üstünde sıcacık çay önüne geldiğinde dışarıdaki sabah soğuğunu tamamen unutur ve bir yudum alırsın.. O bir yudum çay seni iliklerine kadar ısıtırken bir oh çekersin.. 

Sıcacık simitlerin kokusu

Yanında getirmiş olduğun sıcacık simitlerin kokusuna artık daha fazla dayanamazsın ve susamların keskin kokusu eşliğinde vazgeçilmez ikili çay ve simit ile kahvaltını hızlıca geçiştirirsin. Bir yandan kahvenin televizyonunun sesi tıngırdarken bir yandan gazetelere de göz atarsın. 

Sonunda güne hazır olduğunu hisseder hissetmez işe yetişme telaşıyla ayrılırsın..

Her gün aynı senaryo

 Evet belki çoğumuz bu senaryoyu neredeyse her gün yaşamaktayız ve belki de bazılarımızın vazgeçilmez alışkanlığıdır bütün bu anlattıklarım. Ama çay denildiğinde akan sular durur ya hani işte güne bir bardak sıcak çay ve belki simitle başlamak tarifi mümkün olmayan bir duygu ve ayrı bir haz kaynağıdır.. "Hayatta küçük şeylerden mutlu olmayı bilenlere güneş ışığının vurduğu demlikten tüten duman bile yeterken bu bıkkınlık neden? " dersin. Sabah yataktan kalkarken içinden geçirdiklerine hayıflanırsın belkide..

Ama artık gün başlamıştır ve yeni bir güne en azından "Bugün daha farklı olacak" diyebilme gücünü kendinde hissedersin. Her gün yeni bir başlangıç ve her yeni başlangıç hayatımızdaki yeniliklere gebe..

Çayınızın dumanı, gününüzün ışığı eksik olmasın...