Hangi Atatürk

Yazık gösteriş için namaz kılana
Yoksula yardımdan uzak kalana
Öksüzü hor görüp azarlayana
Ödünç vermeyi de ayıp sayana

Bu bir şiir değil, tabii ki bana aitte değil. Mısralar, Behcet Kemal Çağlar'ın, Atatürk'ün talimatı ile Türkçeleştirilmiş Kuran'da yer alan bir kaç çalışmasından birisi, "Maun suresi" dir. Engin edebiyat birikimleri ile islâmcılarla çalışarak, alınan meclis kararı gereği böyle bir çalışmaya gönüllü olarak katılan şairler, o güne kadar anlaşılmaz arap kökenli Kuran meallerinin ardından, en anlaşılır meal olması özelliğine, gerçekten çok önemli birer imza atmışlardır. Çok yakın bir zamanda aynı Atatürk, Kuran'ı ve ezanı Türkçeleştirmiş damgasını yemesine karşın daha dün, Recep bey'in grup toplantısı kürsüsünden okunan telgrafla,

“Gayet acildir.
Allah’ın yardımıyla Nisan’ın 23’ünde Cuma günü, Cuma namazı müteakip TBMM açılacaktır.
Vatanın istikbali gibi en önemli hayati vazifeleri yerine getirecek olan Meclis’in açılışını Cuma’ya rastlatmak vesilesiyle bu günün bereketinden güç kazanılacaktır.”’

muhalefete yüklenmiş, kendisini, dini, laiklik önünde tutmakla itham edenlere, Atatürk üzerinden kinayeli bir mesaj vermek istemişti. Zavallı kendisini o kadar önemsemiş ki, bende aynısını yapıyorum diyecek neredeyse.
Oysa, pragmatizm'i (atılan her adımı belli bir ideal çerçevesinde yarara dönüştürmeyi ilke edinen genel bir siyasi stratejinin adı) benimseyen Atatürk, o günkü meclisi oluşturan din adamlarının varlığını pragmatist yaklaşımı ile dengelemek için bu söylemleri yapmıştı.
Bir yanda, islâm karşıtı yapılan Atatürk, diğer yanda amaçlarına malzeme ederken aslında bu düşüncelerini tekzip ettikleri, İslâma, dine hassas ve saygı gösteren Atatürk. Görünen fotoğraf o kadar açık ve net ki, önce derin uykulardan uyanmak ve dikkatle bakmak gerekiyor. Umarım, bunu görmeye ömrümüz yeter.