Bir insana annesi, babası emek verir, büyütür. Ama kişiye hayatı daha doğrusu acıyı, kırgınlığı sevdiği öğretir. Çünkü hiçbir anne baba çocuğuna bunları öğretemez. Kişiyi asıl büyüten gönlünde sonradan taht kuranıdır.
Çok masumdur çocuk, çok mutludur, çok heyecanlıdır. En güzeli de korkuyu hiç bilmez.
Çocuk bir gün büyür. Bedenen eskisi gibi küçücük değildir. Önce kendisi de ne olduğunu anlayamaz. Sonra bir gün sol tarafında bi şey fark eder. Ve anlar ki o var olduğu için onu taşıyabilmek için büyümüş. E iyi de ne işe yarar ki bu?
Anne ve baba sevgisi nasıl hissedilir, bilinmez. Çünkü bu kalbin taşıyabileceğinden daha yücedir. Bu yüzden kalbin varlığını asla onlardan öğrenmezsin. Belki de kalbin onlardan ibaret olduğu için içine alamıyorsundur. Aslında neden biliyor musun? Onlar seni asla kırmazlar.
Neyse,
Çocuklar meraklıdır, iyi bilirsiniz. Tutturdu bi öğrenecek. İşte bu yüzden merak iyi değildir.
Sonra bi gün çocuk mutluluğun enlerine vurduğunu, heyecandan öleceğini sanar. Kalbi çalışmış ve aşkı öğretmeye başlamıştır.
"Ben babama aşığım derdim. Özür dilerim baba! Kalp diye bi şey varmış. Şimdi anlıyorum neden öğretmediğini. Korktun! "
Babam korkularında haklıydı. Ben başka birine daha aşıktım artık ama bilemezdim onun beni babamdan daha çok büyüteceğini.
Çocuk artık mutsuz, heyecanını her şeye karşı yitirmiş ve korkuyu biliyor. Aslında gitmenin yürümek adına bir fiil olmadığını terk etmek olduğunu biliyor.
O artık çocuk değil büyüdü. Ve artık sığdıramadığı kalbi değil kırgınlıkları ...
"Özür dilerim baba! Sen sana ihanet ettiğimi bilmeyeceksin. Hani sen hep dersin ya, " Sen benim gözümde daha ufacıksın. " diye. Bilmiyorsun baba. Senden habersiz büyüdüğümü, yeryüzündeki kötü duygularla tanıştığımı bilmiyorsun. Teşekkür ederim baba. İyi ki beni sen büyütmedin, senden nefret etmek istemezdim.
Çocuk bu yine inatçı, seviyor hala. Ne yaşarsa yaşasın "çocuk" diyorum hala çünkü masumiyetini, kendisine üzen insanı hala severek gösteriyor. En komiği de acının dibine vurduğu, dayanamadığı anda " Bu ne ya? " demesi, arkadaşları göz yaşlarını silip "Büyüyorsun. " deyinceye kadar.
"Bir gülüşü çok sevdim. Büyümek bu ise kabul etmiyorum. Ne yanı insan büyüyünce daha güçlü olmaz mı? Olmazmış. Aksine daha güçsüz, çaresiz, her an bir şeyleri kaybetme korkusuyla karşı karşıya.
Kızgın ve kırgınım fazlasıyla. Ama içimde ki çocuk hala yaşıyor. Umudun bana her şeyimi geri getireceğine inanıyorum. Bir şeyleri yeniden öğrenmeye başlıyorum. Mutlu olmak gibi, aşkın ve beraberinde getirdiği her şeyin yalan olduğu gibi. Ve artık " sevgi" yi tanıyorum. Sana bi sır vereyim mi? Sevgi, sekiz harflidir aslında. Çünkü içinde mutluluk gizlidir.
Büyümek diyorum, kötü şey. Sen hep çocuk kal, çocuk hoşçakal...
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Yorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.