Hemen hemen herkesin dilinde olan bir kelimedir sevmek, anlamını biliyor muyuz peki? Bilme yazıyı okuyanlar cevabını verir sanırım. Hep çok konuşuruz ama sevmeye gelince ağırlık çöker kalplerimize, nefes nefese kalırız, eziliriz bir kelimenin ağırlığıyla. Boşuna dememiş  ''Kelime cömerdi; duygu yoksunu bugünün insanları.'' diye Elif Şafak. Düşünüyorum da en son ne zaman bir saatimizi sevmeye ayırdık. Her şeye zaman ayırırken neden cimriyiz sevmek konusunda.
$ads={1}
Yaptığımız planlara bakıyorum sevmeye hiç vakit ayırmamışız. Kimimizin planlarında gezmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek varken kimimizin planlarında iş ile ilgili konular vardır. ''Sevmek'' kelimesinin varlığından habersiz  gibi davranıyoruz.  Etrafımızdaki insanlara bir gününüzü yazın deyin ve sonra okuyun o yazılanları. Eminim hiçbirinin yazdıklarında şu cümleye benzer bir cümle ilişmeyecek gözlerinize:  Her şeyi bıraktım sevmeye ayırdım bu saatimi.
Sorarsanız çoğu insan şikayetçidir sevilmemekten.  Çoğu şikayetçidir sevgi kelimesinin anlamını yitirmesinden. Nasıl olacak peki sevmeden sevilmek? Yetmiş milyon insan düşünün sevmeye vakit ayırmamış ve yine yetmiş milyon insan düşünün sevilmemekten şikayetçi.
Bir Saatimizi Sevmeye Ayıralım
Fotoğraf Kaynak: galeri.uludagsozluk.com
Onca işin gücün arasında yılda bir saatimizi ayırabiliyor muyuz sevmeye. Ne sevdiğimiz, kimi sevdiğimiz de önemli değil bence, sevmeye vakit ayırabiliyor muyuz önemli ola bu. Bir ağacı, bir kuşu, gökyüzündeki bulutu sevelim. Yada rüzgarın tatlı esintisini , sokak satıcısının yanık sesini, denizin dalgalarının sesini, vitrindeki elbiseyi, boyacı çocuğun yüzündeki tebessümü, ilkokul çocuğunun yüzündeki masumiyeti... O  zaman belki de bu kadar kaybetmezdik umudumuzu. Belki daha anlayışlı insanlar olurduk birbirimize karşı, kendimize karşı. Belki de bu kadar zor geçmezdi kalabalık bir metrobüs yolculuğu.
Umut demektir sevmek. Yarına umutla bakabilmek, gelecek kaygısı olmada, sabah güler yüzle uyanmaktır sevmek. Dünya deniz ise martı olmalıyız. Bir martı gibi sevmeliyiz denizimizi. Bütün bunları söylemek, yazmak kolay; yapabiliyor muyuz peki? Yada neden yapamıyoruz?  Söylediklerimize, yazdıklarımıza, okuduklarımıza inanmadığımız için mi, yada inandığımız halde ihtiyaç duymadığımız için mi? Oysa hepimizin ne çok ihtiyacı var sevmeye sevmek ile beraber saygıya. Saygılı sevmeye.
O halde günde ya da haftada en kötü ayda '' bir saat'' sevmeye ayırmalı insan. Unutmamak için de yaptığımız planların ortasına büyük harfler ile yazılmalı SEVME VAKTİ.
Sibel Tarhan

Yorum Yap

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski