Sinemanın Hikayesi - Robert Joseph Flaherty
Fotoğraf Kaynak: www.kameraarkasi.org

SİNEMANIN HİKAYESİ    

Rüyalarımı görmek istiyorsam sinemanın kapısını aralamam yeterliydi. Karanlık bir salon, dev bir ekran, birbiri arkasına sıralanan bordo koltuklar arasında zihnimin, duygularımın ve hayal gücümün kendi içinde harmanlandığı büyülü bir odanın içinde olmam yeterliydi. Kendimi keşfettiğim, ne yapmak istediğim ve dünyaya ne bırakmak istediğim suallerinin önümde yığılması o karmaşık dünyaya girmemle başladı. Lumiere Kardeşler çoğu sinemacı ve sinema severin hayatında bir değişiklik yaptığı gibi benim adımlarımda da bir ize neden olmuşlardı. Ve burada anlatacağım hikaye benim değil, dilimin döndüğü, elimin hareket ettiği süre boyunca burada anlatacağım hikayeSinemanın Hikayesi

Lumiere Kardeşler'in sinematografı bulduktan sonra yeni bir sanat dalı çıktı ortaya. Bu sanat dalı insanları saatlerce önünde seyrettirecek, aralarında eleştirecek ve içinde akımlar oluşmasına sebep olacaktı. Her sanat dalında olduğu gibi. Picasso'nun resimlerinde anlatmaya çalıştığı duygu ve düşünceleri yönetmenler hikayelerini 24 kareciklere sığdırarak yapacaktı. Sheakspare'in eserleri bir görüntünün içinde ölümsüzleşecekti. Yeni bir sanat ortaya atılmıştı, duyguları ve dertleri olan.

$ads={1}
Anlatmak istediği dertleri olan hikayeler senaryolaştırıldı, oyuncular karakterlerin içinde filizlendi, filmler yerleştirildi ve "motor" sesiyle her kesim tarafından sinema farklı algılandı ve kullanıldı. Dünya Savaşları zamanından beri başlamış ve halam devam etmekte olan algı oyunları sinema aracılığıyla dünyanın en iyi silahlarından biri oldu. Sinemayı sadece para olarak gören yapımcılar niteliksiz ve seyirciyi aşağılayan kalitesiz ürünler koymaya başladı. Ve bu sanatın var olmasını sağlayan yönetmenler, oyuncular, senaristler ve diğer ekip arkadaşları bir adım daha iyi şartlara taşıdı sinemayı.

Sinemada iyi bir film yapmak için maddi olarak para gerekli olsa da insanları çeken şey para değil o filmde anlatılan fikirlerdir. Ve bu fikirler daha iyi bir noktaya gelinmesini sağlar. Geoarge Melies'den Ingmar Bergman'a, Alfred Hitcock'dan Alexandre Jodorowsky'e, Martin Scorcese'den Nuri Bilge Ceylan'a kadar filmleri film yapan fikirleri sinemada gördük ve göreceğiz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Yorum Yap

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski