Bir rivayete göre; bir kadının oğlu ölmüş. Ağlıyor, gençliğine doyamadı diye ağıtlar yakıyormuş.Derken alim bir adam yaklaşmış, (başka bir rivayete göre Cebrail As. Emin değilim.Affola.) ve sormuş "neden bu kadar ağlıyorsun?" Oğlum gencecik yaşında öldü, demiş kadın.Kaç yaşındaydı, diye sormuş adam.500 yaşında öldü, demiş kadın.O zamanlar ömürler uzun tabi.Ortalama 1000 yıllık ömür için, 500 yaşında ölen biri genç yaşta ölmüş oluyor.60 yıllık ömürde 30 yaşında ölene genç öldü dememiz gibi.
Dönemin alimlerinden olan adam(?) "öyle bir nesil gelecek ki,insanlar 60 yaşında ölecek" demiş. Kadın hem şaşkınlık hem de merakla sormuş."O kadar kısa yaşayacaklar o zaman ev yapmayacaklardır değil mi?"
"Yapacaklar. Hem de ev değil,saraylar yapacaklar." Bakın şimdi bu cevaba dikkat edin.Kadının söylediğine tüm dikkatinizi verin.Hatta beyninizin bir köşesine kazıyın. Ceplerinize doldurun bu cümleleri.Hanımlar !Çeyizinize koyun.Beyler! Anahtarlık misali hep yanınızda taşıyın.
"Ben 60 yıllık ömrü ağaç kovuğunda da geçiririm."
İşte bu cümleyle benim tüm hücrelerim infilak ediyor.Ne zaman dünya malına heves etsem hatırlarım. Hevesim geçer. Çünkü bu cümle bir şifredir. Bana ölümlü olduğumu hatırlatır.

İnsanlar Alemi

"Dünya'ya sığamadığımız var." Bu söz bizim buralarda meşhurdur. Evet! Sığamıyoruz değil mi?Karnımız tıka basa doluyken inadına aç ruhumuz. Size bu anlattıklarımla carpe diem yapalım,anı yaşayım,amaaaaan bugün orada yarın burada... bunlardan bahsetmiyorum!Artık şu derin uykudan uyanalım istiyorum. Yahu hepimiz bir yolcuyuz işte!Nedir bu dünyaya çivi çakma telaşı?Nedir bu uzun ömür yaşama merakı? Bana uzun ömür dilemeyin sakın! "Hayırlı yaşa" deyin. Zira madem misafiriz.Misafirliğin de kısası makbul. (ben ölünce hatırlayasınız diye sık sık söylüyorum) :)
Her neyse yazdıkça yazasım geliyor. Sizi daha fazla boğmayayım azizim! Uzun bir ara vermiştim hayatta sevdiğim her şeye. (Ara verdiğimi bile fark etmemişim). Şimdi geri döndüm çok şükür :) Çok  ama çok özledim! Ben kendi halinde gariban bir yolcuyum. Sürç-ü lisan ettiysem affola. O zaman şuraya bir kaç dip not bırakıp müsadenizi istiyeyim.

-Sevdiklerinizin kıymetini onlar yanınızdayken bilin.
-Seviyorsanız sevdiğinizi söyleyin.
-Size huzur veren insanları sakın kaybetmeyin.
-Her ne olursa olsun dürüst olun.
-Tutamayacağınız sözler vermeyin.
-İnandığınız gibi yaşayın.
Yolcu'luğunuz hayr'olsun efendim.Bana eyvallah...
(Rabia Selcen Kalkan) 
Fotoğraf: emektar makinam fujifilm s2950 (yer:Kadıköy)

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

6 Yorumlar

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

  1. Çok beğenerek okudum kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim Canan hanım :) Çok mutlu oldum :)

    YanıtlaSil
  3. Tuğbanur hanım, çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Ne denir ki..Muhteşem olmuş... (h)
    Tekrar aramıza hoş geldin (o) :)

    YanıtlaSil
  5. Hoşbuldum :) çook teşekkür ederim :) çoook özlemişim yahuuu! :-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski