Bazı hikayeler vardır anlatılmaması istenen,her ne kadar istemesek de aslında anlatılması gereken binlerce hikaye dolanır aslında damarlarımızda belkide...
Ruhumuzun en derin köşesine sıkışıp kalmış ve o dar alandan çıkarmaya korktuğumuz yıldız hikayeleri...
   Uzun zamandır yazılmayan artık eskisi gibi gülümsetmeyi unutmuş onlarca hikaye gibi...
Dün zamanın ne kadar yanlış olduğunu fark ettim belkide ve bir yıldız hikayesi okudum ucu yırtılmış okunduğu belli gülümsettiği belli bir hikaye sanki "yazmaya devam etmelisin daha gülümsemesi gereken onca insan beni beklerken üstelik" derken bir yanımı gülümsetirken bir yanım tedirgin olmalıydı sanki...
   Yeniden yazabilir miydim? Peki hala insanları hiç tanımadığım yüzlerce insanı yine gülümsetebilir miydim?.Bilmiyordum...
Sonra elimdeki hikayenin mürekkebine gözüm ilişti hala ilk yazdığım gibi hala kurumamıştı sanki.
Suyun resmini çizebileceğimi bilmediğim gibi bir hikaye daha yazabilir miydim emin değilim ama belkide denemeliydi suyun resmini çizmeyi...
   İnsanların beni garipsediklerinin farkında olmayı da seviyorum üstelik.Sonra zamanla gülümsediklerini görüyorum.Benim farklı olduğumu düşünüp böyle kabullenmelerini seyrediyorum usulca.Siz bu satırları okurken ben sahilin en uç köşesinde mürekkebimden akan başka bir yıldız hikayesinin sesini dinliyor olucağım...Benim var olmadığıma inansanız da,hikayelerim hikayeleriniz olucak.
   Huzurlu bir gecede ve bir gülümseme daha gökyüzünde suyun resmini çizecek...
   Sessiz ve usulca...
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

Yorum Yap

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski