Geçmişin yükü, hayatımızın her anında taşıdığımız bir yüktür. Biriktirmeye, aldığımız ilk nefesle başlarız ve ağırlaştığının farkına vardığımızda bir pişmanlık hissi sarar içimizi... Söylediklerimiz, yaptıklarımız,gördüklerimiz, duyduklarımız... Bir bir yüklemişizdir omuzlarımıza. Çoğu zaman susar, sessizliği tercih ederek içimizde büyütmüşüzdür duygularımızı. Eee... Gençlik döneminde zamanın, günlerin nasıl geçtiğini anlamayız. Hızlı akar kanımız delikanlı dönemde. Vardır bir umursamazlık,vurdumduymazlık duygulara, hislere karşı...Yaş ilerledikçe yükün ağırlığı biner ve yavaş yavaş çöker, zayıflar bedenimiz.. Geçmişin yükü ağırlaşmıştır, omuzlarımız ne yapabilir ki?.. Olanlar oldu. Pişmanız, evet biliyoruz yanlışlarımızı. Düzeltmeye hala şansın varken durma! Ebediyete açılan o kapı aralandığında yoktur dönüş şansı...Evet hissedeceksin aynı pişmanlığı sualler peş peşe sıralandığında sana. Ama bu sefer düzeltme imkanın yok. Erzurumlu dedem gibi bir dur ve düşün ...Kendini ilk önce sen sorgula, sen hesaba çek ve gönüllere güzel, narin dokunuşlarla anılarını nakşet...

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

Yorum Yap

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski