Kapılar - Ayşen ARSLANGİRAY
Kimi eski… Kimi boyalı… Kiminin kanadı kırık. Kimi kapalı. Bazısı kocaman. Bazısı da dapdaracık kapılar.

Demir kapılar. Ahşap kapılar. Kiminin eşiğine bastığında beyaz sabun kokar, içine ferahlık dolar. ‘’O’’ nitelikleri ve nicelikleri birbirinden farklı nice kapıların ardında; insanlar neler kim bilir neler, neler yaşar?

Bazılarından, şen kahkahalar sokağa dolar taşar. Kimisinden de hüznün melodileri sızar. Kiminin ardında dert kaynar. Kimisinin ardında da aş.

Fotoğraf - Ayşen ARSLANGİRAY
Bir bebek doğar. Tüm masumiyetiyle. Dünyaya neden geldiğini bilmeden gözlerini açar. Sevinç, dağları aşar. Kapının önündeki yaseminler buram buram ortalığa koku saçar.

Bir insan yiter. Sonsuzluğun bilinmezliklerine uçar, gider. Geride kalanlara ne bir söz, ne bir teselli yeter.

Bir çocuk okula başlar. Heyecan son noktada. Sabahlara değin, okul kıyafetlerini alır koynuna öyle yatar. Renkli kalemleri ile hayalindeki resimleri nasıl çizeceğini planlar ya da arkadaşları ile oynayacağı oyunları.

Bir kadın ağlar… Yetmeyen zeytin tanelerinin, geride kalan kuru çekirdeklerine bakar. Ya yarın, ya yarın? Ne koyacağım sofraya diye hayıflanır. Ve… Tanrı’ya yakarır.
Fotoğraf

Bir anne gözleri kapıya takılı kalır. Kulağı kapının gıcırtısında. Bekler hep bekler. Çalsa ah çalsa bir kez diye ümitle bekler. Saymamıştır ne zamandır çalmadığını. Zamansızlık içinde bekler.’’ Hani söz vermiştin ya oğul! Hani gelecektin diye.’’ Söylenir.

Bir erkek sızlanır. Usulca avucuna damlayan gözyaşlarına sarılır. Saklar o damlacıkları. Görmesin kimseler diye saklar. ‘’Hani erkekler ağlamaz!’’ diye şartlandırılmış ya ezeli beri. Göstermez kan çanağı gözlerini. Özlemlerine sarmaşır çaresizce. Bir duvardaki sararmış fotoğraflara bakar, bir hasretle gözlediği kapıya. Döner mi ki sevdiği acaba geriye?
Fotoğraf

Bir genç kız müziği açar son sesine. Bir elinde telefon. Diğerinde bilgisayarın tuşları. Kitapları, ders notlarını atıvermiş bir kıyıya… Sınavı, dersleri boş vermiş. Hepsinin der içinden canı cehenneme.

Bir baba oturur asık suratla… Soru sorsalar. Deseler ki; ’’Baba, bu hal niye?’’ Kükreyecek belki bugüne değin hiç kükremediği kadar. Borç basmış gırtlağa. Kartlar, krediler taşmış, maaş tükenmiş daha aldığı ilk günde. Çocuğun birine ayakkabı lazım. Biri test kitaplarım diye ağlaşır. Çamaşır makinesi bozulmuş, eşi elimde yıkadım diye sızlanır. Annesi öte yandan, olur olmadık konulara dır dır dırlanır. ’’Ya sabır ‘’ çeker içinden, sessiz ve derinden!

Çocuklar… Titreşirler bir parça odunun son közüne baka baka. Yok ki ardı arkası daha.

Bir gelin uçar, eteklerini sürüye sürüye… Kelebek misali… Kapının önünde bir telaş bir kıyamet. Her yer bembeyaz tüllerle bezeli. Anne mahzun, baba ağlamaklı. Arkadaşları, ayakkabının altına benim adımı da yaz diye sırada. Damat vakur. Dışardakiler, geç kalıyoruz derdinde. Yeni bir hayat, yeni ufuklar, yeni yuva. Kısmette ne varsa yaşanacak! Onu bilemez ki hiç kimse. Sevinç, mutluluk, telaş, heyecan tortop olmuş. An’ın tadını çıkarmanın derdinde her bir kimse.
Fotoğraf
Bir kapı… Bir kapı… Bir kapı daha… Yan yana sıralanır. Birinin kanadı kırık.

Bir diğeri sımsıkı kapalı. Yıllar var ki hiç açılmamış. Toz duman her yanını sarmış.

Kapılar…

Bilsek ki bizlere neler neler anlatır.

Ne mutluluklara, ne acılara, ne sevdalara, ne ayrılıklara şahit olmuş kapılar.

Sırrına sırdaş.

Yoluna yoldaş kapılar…

Ayşen Arslangiray

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

2 Yorumlar

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

  1. Artık önünden geçtiğim her kapıdan sonra bu kapılar ne yaşanmışlıklar gördü ve bu kapının ardında nasıl bir yaşam vardır kim bilir demeden geçemeyeceğim sanırım. Emeğinize sağlık, paylaştığınız için teşekkür ederim.. (h)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat da kapılar çok... İlk kapıdan girdikten sonra labirentin içinde buluruz kendimizi. Bir kapı, bir kapı ve bir kapı daha. Sonra sayısız kapılar. Bir çoğunun önünden geçeriz. Bazılarının ise içine.Kimi kapıdan pişmanlıklarla çıkarız. Kimi kapıdan da istesek de çıkamayız.En son kapı! İşte o önemli. O kapıdan kimin önce kimin sonra kimin ne zaman çıkacağı belli değil. İş ki ''O '' kapıdan çıktığımızda; ardımızda hoş seda bırakabilelim.İşte o zaman ne mutlu bize.
      Teşekkürler...

      Sil

Yorum Gönder

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski