Farkında olmadığımız, sahip olduğumuz

İnanmak öyle bir şey olmalı ki tüm her şeyden sonra ona sığınabiliyoruz.. İman öyle bir şey ki her şeyden sonra sadece teslim olabiliyoruz.

Farkında değiliz dua'nın gücünün.. Dua'nın özgürlüğünün gücünün bilincinde olmadığımı düşünüyorum şu ara sık sık.. Sadece öylesine Rabbim'den istediğim bir şeyin olması yani aslında öylesine dile getirdiğim olmasına imkan vermediğim olayların gerçekleşmesi bendeki bu farkındalığı oluşturdu. Lafın gelişi söylediklerimiz.. Şah damarından yakın olana, bizi bizden daha iyi bilene, ruhuma üfleyene öylesine bir şey söylenir mi ki.. Öylesine olmazmış O'na söylenenler fark ettim.. ''İnşAllah'' altındaki gücü, sadece ''ol'' demesinin yeter olduğunu bazen ihmal ediyorum sanırım..

Kendimi kısıtlayıp özgürlüğüme sınırlar çizen benim. Ben kimim ki ''hayatta olmaz!'' diyebiliyorum..

Bize en yakın arkadaşımızı düşünelim: desek ki onun yanında ''şunu beğendim, bunu istiyorum..'' dosttur o ya hani yüreğimizden geçeni bilir ya hani bizim yerimize de ister ya zaman zaman yapmak ister onu bizim için.. Değil mi ki O'na dost olmak buraya gelişimizdeki amaç; fark ettim ki O bize dost olmuş zaten ki istediklerimi veriyor.. Gönlümü hoş tutmam için imkanları O yaratıyor.. Şeytan'a bile istedi diye bu dünyanın son gününe kadar sapkınlık çıkarması için izin verenden bahsediyoruz.. Dua'da kısıtlamamak gerekmiş, öğrendim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız..

1 Yorumlar

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Yorum Gönder

Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.

Daha yeni Daha eski