İnsanlar büyüdüler, dev gibi oldular ve büyürken masumiyeti çocukluğun oyun sandıklarına sakladılar.
Bu yüzden bu devler dünyasında masumiyet sadece çocukluğun gözlerinde kaldı.
Oysa ne kadar ihtiyacımız vardı o çocuk masumiyetine. Gözlerindeki o masumiyetle karışık meydan
okumaya. Hayatın özü o bakışlardaydı esasında. Ne zaman ki çocukluktan taşındık,
yer değiştirdik yaralarımız oluşmaya başladı ve yaralarımız artıkça yaralamaya başladık
ve en çokta acımasız bir kıskançlıkla çocukları yaralamaya çalıştık çünkü
onlar bizim bir daha hiç yakalayamayacağımız bir masumiyetle bakıyorlardı hayata.
Bizse yolculuklara çıkıp yer değiştiriyorduk. Yer değiştirince yaralarımızdan kurtuluruz sanıyorduk.
Oysa yaralardan kurtulma gibi bir şansımız yoktu. İnce ince derin bir sızıyı taşıyıp
duruyorduk her yana. Bir sürü film seyrettik, yüzlerce kitap okuduk acaba
tekrar o çocuk masumiyetiyle bakabilir miyiz hayata diye ama nafile büyüdük şimdi,
bütün kitaplar sözsüz ve bütün sözler kitapsız kaldı ve dediğim gibi çocuklukla birlikte masumiyette
oyun sandıklarında kilitli kaldı tozlu bir tavan arasında.
Nermin SARPKAYA
Yorum Gönder
Yorum yazabilmek için:
Yorumlama biçimi seçeneklerinden profil üyeliğiniz yoksa; Adı/URL profilini seçip kendi belirlediğiniz isimle URL kısmını boş bırakarak yorum yazabilir ya da Anonim profili seçeneği ile isimsiz olarak yorum yapabilirsiniz.